28 Ekim 2014 Salı

KANSERLE DANS !!!


Merhaba sevgili okurlar,
Kanser hemen her zaman hücrenin büyümesi ve hücre mitozunu kontrol eden hücre genlerinin mutasyonu ya da anormal aktivasyonu sonucunda ortaya çıkmaktadır.Anormal genlere onkogenler denir.Keşfedilen onkogen sayısı yaklaşık olarak 100 dür.
Her hücrede,onkogenlerin aktivasyonlarını baskılayarak önleyen antionkogenler bulunur. Antionkogenlerin kaybolması ya da inaktive olması durumunda onkogenlerin aktivitelerine izin verilmiş olur.Böylece kanser oluşur.
Vücutta mutasyona maruz kalan hücrelerin ancak çok küçük bir bölümü kansere yol açar.Bunun nedenlerinden biri , mutasyon gösteren hücrelerin yaşama yetenekleri normal hücrelere göre daha azdır.Diğer bir nedense, mtasyon gösteren hücrelerin pek çoğunda bile hala aşırı büyümeyi engelleyen normal geri bildirim kontrol mekanizması bulunmaktadır.Bu nedenle hayatta kalabilen mutant hücrelerin çok azı kanserli hücreye dönüşür.
Bir başka neden,çoğunlukla kanser potansiyeli taşıyan bu hücreler,büyüyüp kanser oluşturmadan önce vücudun bağışıklık sistemince yok edilirler.Başka bir anlatımla; mutant hücrelerin çoğu değişikliğe uğramış genleri nedeniyle kendi içlerinde anormal protein oluştururlar.Bu anormal proteinler vücudun bağışıklık sistemini uyararak antikor yapımına ya da kanserli hücreye karşı duyarlılık kazanmış lenfositlerin oluşmasına neden olarak kanserli hücrenin yok edilmesini sağlar.Bu görüşü desteklen bir gerçek de ;  böbrek ya da kalp nakli yapılanlarda olduğu gibi bağışıklık sistemi baskılanmış hastalarda aldıkları immünosupresif ilaçların etkisiyle kanserin gelişme olasılığının beş kat artmış bulunmasıdır.
Kanserin oluşabilmesi için genelde birçok farklı onkogenin aynı anda aktive olması gerekmesi de başka bir neden olarak gösterilebilinir.Örneğin ; böyle bir gen hücrede hızlaüremeyi harekete geçirirp uyarırken bununla eş zamanlı olarak ihtiyaç duyulan kan damarlarını oluşturacak mutant gen olmadığından kanser oluşmayacaktır.
Ancak genlerin değişim nedeni ya da mutasyonun nedeni nedir ?
 İnsanda her yıl trilyonlarca yeni hücrenin oluştuğu göz önünde tutularak aslında soruyu değiştirmek daha anlamlı olacaktır.Niçin vücudumuzda milyonlar ya da milyarlarca mutasyonlu kanser hücresi oluşmuyor ? Bunun nedeni her hücrede mitozdan önce kromozom DNA zincirlerinin eşleşmesinin inanılmaz bir kesinlikle yapılması ve mitoz işleminin yapılmasına izin verilmeden önce anormal DNA zincirlerinin düzeltme işleminden geçirilerek uygun olmayan bölgelerin kesilmesi ve hataların düzeltilmesi işleminden geçirilmesidir.Bütün bu kalıtımsal hücre önlemlerine karşın yeni oluşan hücrenin milyonda bir gibi çok az olasılıkla da olsa hala önemli mutant özellikler taşıması ihtimali de vardır.
Böylece, mutasyon olayının tümüyle şansa bağlı olarak görüldüğü, buna bağlı olarak da çok sayıdaki kanser vakasının şanssızlığa bağlı olduğunu düşünebiliriz.
Bununla birlikte, insanda mutasyon oluşma olasılığı bazı kimyasal maddelerle, fizik ve biyolojik faktörlerin etkisiyle artmaktadır.Bunlar nelerdir bir bakalım :
1-      X ışınları, gama ışınları,radyoaktif maddelerden yaylan partikül radyasyonları ve hatta UV ışınları gibi iyonize edici ışınlar kansere zemin hazırlar.Bu ışınların etkisiyle doku hücrelerinde oluşan iyonlar yüksek derecede reaktif olduğundan DNA sarmalını kopararak sayısız mutasyonun oluşmasına neden olurlar.
2-      Belli tipteki kimyasal maddelerin mutasyon yaratmaya büyük eğilimleri vardır.Bazı anilin boya türevlerinin kansere neden oldukları bilinen bir gerçektir.Bu maddelerin üretildiği kimya fabrikalarından çalışan işçilerin korunmamaları durumunda, kansere yakalanmaya karşı özel bir yatkınlıkları vardır.Mutasyona neden olan maddelere kansirojenler denir.Günümüzde ,en çok sayıda kanserden ölümlere sebep olan kansirojenler sigara dumanında bulunmaktadır.Kanser ölümlerinin ¼ ü buna bağlı olarak görülür.
3-      Fiziksel olarak tahriş etme özelliği olan irritan maddeler  de kansere zemin hazırlamaktadır.Bazı tip besin maddeleri ile sindirim sisteminin sürekli olarak aşınması ve yıpranması kanser nedenidir.Dokuda meydana gelen harabiyet hızlı bir mitotik çoğalma ile tahrip olan hücrelerin yerine yeni hücreler oluşturur.Mitoz ne kadar hızlı olursa mutasyon oluşma şansı o kadar artar.
4-      Ailelerde kalıtsal yatkınlık da bulunabilir.Bu durum belki de birçok kanser tipinde kanser oluşmasından önce bir değil,iki ya da daha çok mutasyona ihtiyaç göstermesi gerçeğinden kaynaklanmaktadır.Kansere özellikle yatkınlığı olan bu ailelerin kalıtsak genomlarında bir ya da daha fazla mutasyona uğramış gen bulunmaktadır.Bu nedenle bu kimselerde kanser büyümeye başlamadan önce çok daha az sayıda ek mutasyonların olması kanseri başlatmak için yeterli olmaktadır.
5-      Laboratuar hayvanlarında lösemi dahil bazı kanserlerin oluşmasında bazı virüsler baş rol oynar.Bu sonuçları,iki yoldan açıklamak mümkündür  ; Birincil olarak DNA virüsleri örneğinde virüse ait olan DNA sarmalı direkt olarak kromozomlardan birine yerleşir.Mutasyona neden olarak kanseri oluşturur.RNA virüsleri örneğinde bu virüslerin bazıları bünyelerinde ters transkriptaz enzimi taşırlar.Bu enzim DNA ‘ nın  RNA ‘dan kopyalama yapmasına neden olur.Kopyalanan DNA sonrasında,hayvan  genomuna kendini yerleştirerek kanserin oluşmasına yol açar.
Normal hücre ve kanser hücresi arasındaki farklar nelerdir ?
Kanser hücresi hücrenin normal büyüme sınırına uymaz; bunun sebebi tahminen normal hücrelerin büyümesi için gerekli büyüme faktörlerine bu hücrelerin gereksinimlerinin olmamasıdır.
Normal hücrelere göre kanser hücreleri birbirlerine daha az tutunur.Bu nedenle bu hücrelerin dokular arasında gezme eğilimi vardır.Kan dolaşımıyla tüm vücuda yayılırlar.Böylece yeni kanser odakları oluşmuş olur.
Bazı kanserler anjiyogenik faktörler üretirler.Bunlar kanser içinde büyüyen çok sayıda damarların oluşmasına neden olur ve kanserin büyümesi için ihtiyaç duyulan besin maddelerini sağlarlar.
Kanser neden öldürür?
Gıda maddeleri açısından kanserli dokularla normal dokular arasında rekabet vardır.Çünkü kanser hücreleri sınırsız şekilde çoğalmaya devam ederek sayıları günden güne katlanarak artar.Kolayca anlaşıldığı üzere,kanser hücreleri kısa bir süre sonra asıl kısımlarından birine ya da tüm vücuda ait besin maddelerini tüketir. Böylece dokular besinsiz kalarak ölürler.
Tüm okurlarıma tavsiyem kaliteli yemek yemeleri ve özellikle sigaradan uzak durmaları olacaktır.Kansersiz bir ömür dilerim.
Sağlıklı ve sağlıklı kalın.


23 Ekim 2014 Perşembe

HİÇ SATRANÇ OYNARKEN BOKS YAPTINIZ MI?



Merhaba sevgili okurlar,                                                            
Spor ve aklın aynı ayna kullanıldığı en ilginç sporlardan biridir satranç boksu.Eğer boks eldiveni alacak kadar bütçeniz varsa ve biraz beyin hücresi kaybetmeyi göze alıyorsanız,bu spor tam da size göre.Ya şah-mat yapmanız ya da rakibinizi nakavt etmeniz gerekiyor !
Fransız bir çizgi romandan esinlenerek bulunan satranç boksu, zekaya dayalı satranç ile güce dayalı boksu birleştiriyor.
Satranç boksunun kurucusu 32 yaşındaki Hollandalı sanatçı Lepe Rubingh bu ilginç karışım için ‘’1 numara bir düşünce ve 1 numara bir güç sporu’’ diyor. Kendisi aynı zamanda 2003’ te gerçekleşen Dünya Satranç Boks Şampiyonası birincisi ve Dünya Satranç Boksu Organizasyonu Başkanı.Rubingh,  bu yeni spor türü için ilhamı, 1992’ de yayımlanan bir Fransız çizgi romanından almıştır. ‘’Soğuk Ekvator’’ adlı çizgi romanda iki ağır siklet boksör 12 raundluk bir boks maçından sonra 45 saatlik bir satranç maçı yapmışlar.. Bu kadar uzun süre boks ve satrancın ‘’ pratik olmadığını’’ belirten Rubingh, olayı daha pratik hale getirmek için bu kombinezonu oluşturmuş. 2003’ te yeni sporunu tanıtmak için Amsterdam’ da bir arkadaşıyla gösteri maçı yapan Rubingh, iyi satranç oynayabilen başarılı boksörler olabilmek için araştırmalarına Almanya’ da devam etti. Çünkü en başarılı ağır siklet boksörlerin çoğunun çıktığı Rus ve Ukraynalı sporcular, çalışmalarını devam ettirebilmek için Hamburg’ u tercih ediyorlar. Rubingh’in bulduğu ilk adaylardan biri Berlin’de çevik kuvvet polisi olarak görev yapan amatör kickboksçu Frank Stoldt, gecelerini online satranç oynayarak geçiren bir satranç tutkunu.

Satranç boksunun geçen Kasım’da Berlin’de yapılan ilk dünya şampiyonluğunu kazanan Stoldt, kendi deyimiyle “iki sporun da saldırgan” olması nedeniyle satranç boksuna ilgi duyduğunu söylemiştir.

Stoldt, tacını bu ay yapılan maçta 19 yaşındaki Rus Nikolay Sazhin’e kaptırmıştır. Bu maça kadar ülkesinden dışarı çıkmayan Sazhin ise, satranç boksunu ilk kez internette sörf yaparken görmüştür.

KURALLAR:

Satranç boksunda maç 6 raunt satranç ve 5 raunt boks olmak üzere 11 raunttan oluşuyor. Maç satranç raundu ile başlıyor, sonra boks raundu, sonra satranç raundu ile devam ediyor.

Her satranç raundu 4 dakika, her boks raundu 3 dakika olmak üzere maç toplam 39 dakika sürüyor. Her raunt arasında, oyuncuların kıyafetlerini değiştirmeleri için birer dakika mola veriliyor. Her oyuncunun satranç rauntlarında hamlelerini yapmak için toplam 12’şer dakikası var.

Satrançta mat olan, ya da süresini geçiren, boksta ise nakavt olan ya da hakem kararı ile yenik ilan edilen ya da her iki oyundan birinde maçtan çekilen oyuncu maçı kaybediyor.

Eğer satranç maçı berabere biterse, boks maçında iyi puan alan maçı kazanıyor. Eğer boks maçında da beraberlik olmuşsa, satrançta siyah taşlarla oynayan maçı kazanıyor.

Seyirciler ise hala bu yeni spor türüne alıştığı söylenemez. Satranç boksu seyircilerinden Yarim Fahre, bu duygusunu “120 kiloluk adamları oturmuş satranç oynarken görmek fotomontaj gibi” sözleriyle ifade etmiştir.

Satranç boksu Dünya Satranç Boksu Örgütü adıyla uluslararası bir örgütlenmeye sahip olsa da, henüz resmen federasyon olarak örgütlenmiş değil. Dünyadaki toplam satranç boksörlerinin sayısı ise 150 civarında.
2006 yılından beri resmi olarak yapılan bu ilginç karma spor 2008 yılında da Okan Bayülgen'in dikkatini çekmişti ve profesyonel boksör Fırat Arslan ile satranç boks maçı yapmıştı. 2008 yılında Kanal D kanalında canlı yayında Okan Bayülgen ve WBA interim şampiyonu, profesyonel boksör Fırat Arslan satranç  boks maçı yapmıştı. Taraflar ikişer dakikadan 3 tur boks maçı ve aynı şekilde yine ikişer dakikadan 6 dakika satranç oynamışlardı. Bu zorlu maç için Okan Bayülgen boks dersleri almış ve antrenman yapmıştı. Fırat Arslan şov amaçlı bu karşılaşmada zaman zaman Bayülgen'in suratına vurmasına izin vermişti.
Belki de  bu spor hakkında sorulabilecek en anlamlı soru ; başa alınan darbelerle kaybedilen hücreleri satranç oynayarak telafi edebilir misiniz?
Sağlıklı ve sağlıkla kalın..