Merhaba
sevgili okurlar,
Çocuklarda sık görülen,
erken anlaşılıp tedavi edilmediğinde kalıcı sakatlıklara yol açabilen bir
sağlık sorunu olan doğuştan kalça çıkığı (DKÇ); gelişimsel kalça yetersizliği,
gelişimsel kalça çıkığı, doğumsal kalça çıkığı gibi farklı adlandırmalarla da
anılmaktadır.
Eskiden bütün kalça çıkıklarının doğuştan itibaren var olduğu
ve zaman içinde hastalığın ilerlediği düşünülürdü. Son çalışmalar ileri
yaşlarda kalça çıkığı tanısı konan çocukların bir kısmının
doğum sonrası yapılan muayene ve standart ultrasonografik tetkik ile
normal bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. Günümüzde kabul edilen görüş; sonuçta
kalça yetersizliği ile tedavi edilen bebeklerin kalçalarında direkt çıkık ile
doğmamış olabildikleri
sadece top-yuva ekleminin sabitliğini sağlayan eklem kapsülünün gevşek
olabildiği ve zamanla top yuvanın birbirinden değişik derecelerde uzaklaştığı
şeklindedir. Bu nedenlerle DKÇ den DDH terimine geçiş yapılmıştır.
Embriyonel gelişim bozukluğu durumunda, bebek doğduğunda
uyluk kemiğinin başı tümüyle çıkıktır. Dolayısıyla bu tip kalça çıkığında
belirgin klinik, ultrasonografik ve/ya da radyolojik belirtiler doğumdan hemen
sonra tanı konmasına izin verir.
1) Elle muayenede uyluk kemiği başının belirgin biçimde yüksek olduğu saptanır.
1) Elle muayenede uyluk kemiği başının belirgin biçimde yüksek olduğu saptanır.
2) Çıkık kalça tarafındaki bacak kısadır. Hasta sırtüstü
yatarken bacakların birlikte bükülmesi kısalığı belirgin hale getirir; bu
durumda dizlerin aynı düzlem üzerinde olup olmadığına bakılır.
3) Daha kısa olan bacağın uyluk bölümünde pli adı verilen deri büklümleri
ya da boğumları fazladır.
4) Çıkık tarafındaki kalçanın dışa doğru, yani uzaklaşma
hareketi (abdüksiyon) sınırlanmıştır. Bu tip doğumsal kalça çıkığında Ortolani
belirtisi her zaman olumsuzdur, yani uyluk kemiği başının oturma sesi duyulmaz.
Radyolojik incelemede öncelikle uyluk kemiği başının leğen kemiğinden uzaklığı
ve yüksekliği saptanır; aynı bulgu ultrasonografide de belirgindir. Bu tip
doğumsal kalça çıkığının tedavisinde önce uyluk kemiği başını doğal yerine
getirmek için sürekli ve ilerleyici çekme (traksiyon) yöntemine başvurulur.
Ardından kemik normal yerinde tespit edilerek 3-4 ay süreyle abduksiyon
durumunda alçıya alınır. Daha sonra da 6 ay süreyle bir ortopedik aygıt kullanılır.
Kalçanın sabit olmadığı “Ortolani manevrası” ile saptanabilir. Doğumdan hemen sonraki muayenede yapılan bu işlem 8 ve 30 gün sonra tekrarlanmalıdır. Kuşkulu ya da Ortolani belirtisi olumlu olgularda hasta ultrasonografi ile kontrol edilir ve daha sonra da belli aralıklarla muayeneye çağrılır. Tedavi çok basittir. Kalça 6 hafta süreyle ortopedik bir aygıtla abduksiyon konumunda tutulur. Aygıtın uyluk kemiği başına zarar vermemesi için yeterince yumuşak, aynı zamanda etkili olabilmesi için de büyük olması gerekir.
Kalçanın sabit olmadığı “Ortolani manevrası” ile saptanabilir. Doğumdan hemen sonraki muayenede yapılan bu işlem 8 ve 30 gün sonra tekrarlanmalıdır. Kuşkulu ya da Ortolani belirtisi olumlu olgularda hasta ultrasonografi ile kontrol edilir ve daha sonra da belli aralıklarla muayeneye çağrılır. Tedavi çok basittir. Kalça 6 hafta süreyle ortopedik bir aygıtla abduksiyon konumunda tutulur. Aygıtın uyluk kemiği başına zarar vermemesi için yeterince yumuşak, aynı zamanda etkili olabilmesi için de büyük olması gerekir.
Tanı için öncelikle iyi bir muayene gerekir. Muayenesi normal
olan bebeklerden risk grubu içinde olmayanlar klinik olarak ilk 3 ay her ay
takip edilirler. Sonrasında doktor takibe devam edebilir veya sonlandırabilir.
Ailede kalça çıkığı olan
bacakların düz ve birbirine yapışık olarak gövdeye bitişik olduğu
(breech) pozisyonunda anne karnında duran veya doğan(özellikle de ayakların
omuz seviyesi üzerinde olduğu)
kız bebekler
ikizler
ilk bebekler
doğuştan boyun eğriliği(torticolis)olan bebeklerde risk daha fazladır.
Bu nedenlerle risk grubundaki bebeklerin tamamına ultrasonografik taramada
yapılmalıdır.
Ailede kalça çıkığı olan
TEDAVİ
Yenidoğanlar; tanı koyulur
koyulmaz DDH tedavisi için geliştirilmiş özel bandajlar(pelvik bandajı gibi)
kullanılır. Çift ara bezi gibi açısal kontrolü olmayan yöntemler tedaviyi
geciktirme, yeterli sonuç alamama gibi riskler taşır.
1-6 aylık bebekler; Çıkığın
müdahale ile veya bandaj kullanımı ile yerine yerleştirilmesi ardından bandaj
uygulaması ile devam edilir. Yerine yerleşmeyen veya bandaj içinde yerinde
durmayan çıkıklarda genel anestezi altında yerine yerleştirme ardından alçı
uygulaması yapılabilir.
6 – 12 ay; Genel anestezi ile
kalça yerine konulduktan sonra kalçanın yerinde kaldığı açılara bağlı olarak
bandaj veya alçı uygulanabilir. Anesteziye rağmen kalçanın yerine girmediği
vakalarda operasyon gerekliliği olabilir. Operasyon sonrası alçı uygulanır.
1 yaş sonrası; Operasyon hemen tüm
vakalarda (nadiren bir buçuk yaşına kadar kapalı yöntem başarılı olabilir. )
operasyon gereklidir. Yaş büyüdükçe çıkık ağırlaşacağı için operasyonların
büyüklüğü artmaktadır. Operasyonlardan sonrası alçı uygulaması sona erdikten
sora değişik cihazlar kullanılması gerekebilir. DDH tedavisi çocuk büyümesi
bitene kadar davam eder. Kalçanın gelişiminin yetersiz olması durumunda
operasyon gerekebilir. Uygun şekil ve yaşta uygulanan bandaj ve alçılar
genellikle yürümenin biraz gecikmesi dışında komplikasyona neden olmaz. Her şeye
rağmen nadiren bacakta büyüme hızında farklılık, cilt problemleri olabilir. Bu
problemler tedavi bittikten sonra ortadan kalkar. Uygun tedavi edilmiş DDH'li
çocuklar ileri yaşamlarında herhangi bir kısıtlama olmaksızın aktif yaşam
sürebilirler.
Sağlıklı ve sağlıkla kalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder