Merhaba sevgili okurlar,
Günde yaklaşık olarak 1500 ml kadar besin maddesi ileoçekal kapaktan kalın bağırsağa geçer.Bu
besin maddesindeki( kimus ) su ve elektrolitlerin çoğu kolonda emilerek 100 ml
den daha az sıvı dışkıyla beraber dışkıyla atılır.Yanı sıra iyonların hepsi
absorbe olarak yaklaşık 1-5 mEq sodyum
ve klorür iyonu dışkıyla kaybedilir.Kalın bağırsaktaki emilimin çoğu kolonun
üst yarısında gerçekleşir.Bu nedenle bu kısma absorbisyon kolonu denir.Oysa ki
; alt kolonun ilk işlevi depolama ile ilgilidir ve bu kısma depo kolonu
denilir.
Kalın bağırsağın mukozası ,ince bağırsak gibi aktif sodyum
emilimi yapar ve sodyum emiliminden ortaya çıkan elektriksel potansiyel de
klorür emilimine yol açar.Kalın bağırsak epitelyum hücreleri arasındaki
bağlantılar ince bağırsaktan çok daha sıktır.Bu şekilde , iyonlar bu sıkı
bağlantılardan geriye difüzyonunun
önlenerek kalın bağırsak mukozasının sodyum iyonlarının ince bağırsağa kıyasla
daha fazla emilimi gerçekleşir.Kısacası,daha büyük konsantrasyon gradyanına
karşı emilim gerçekleşir.Bu ,aldosteron miktarı fazlaysa doğrudur,çünkü
aldosteron sodyum taşıma kabiliyetini artırır.
Ek olarak,ince bağırsağın alt bölümüyle kalın bağırsak
mukozasından bikarbonat iyonları salgılanır. Aynı anda aynı miktarda klorür iyonları ile değişimli
taşıma işlemi yardımıyla emilimi gerçekleşir.Bikarbonat kolondaki bakteriyel
etkinin asit özellikli son ürünlerini nötralize etmeye yardımcı olur.
Sodyum ve klorür iyonlarının emilimi kalın bağırsak mukozasında
ozmotik fark oluşturarak suyun da emilimine neden olur.
Kalın bağırsak günde yaklaşık olarak 5-8 ltlik bir sıvı ve
elektrolit emebilir.İleoçekal kapak ve ya kalın bağırsak salınımı yoluyla ,
kalın bağırsağa giren total miktar, bu miktarı aşınca fazlalık dışkıda diyare
olarak ortaya çıkar.Kolera veya diğer bakteriyel enfeksiyonların toksinleri
sıklıkla terminal ileumdaki ( ince bağırsağın son bölümü ) kriptalar ve kalın
bağırsaktan günde 10 lt ya da daha fazla sıvı salgısına yol açar.Bu da ölümcül
olabilir.
Normalde absorbe edici kolonda çok sayıda bakteri,özellikle
kolon basilleri bulunur.Bunlar az oranda selüloz sindirerek bu şekilde vücuda
az da olsa kalori sağlarlar.Özellikle otla beslenen hayvanlarda bu çok
önemlidir.
Bakteri etkinliği sonucu oluşan diğer maddeler K ve b12
vitamini,tiamin ,riboflavin ve çeşitli gazlar,kalın bağırsakta gaz oluşumuna
katkıda bulunan,özellikle karbondioksit,hidrojen gazı ve metandır.K vitaminin
önemi ayrıdır.Çünkü günlük olarak besinlerle alınan vitamin kan pıhtılaşması
için yetersiz kalmaktadır.
Normalde dışkının dörtte üçü su ve dörtte biri katı maddeden
oluşmaktadır.Katı maddeler arasında yaklaşık yüzde 30 ölü bakteri,10-20
yağ,10-20 inorganik madde,2-3 protein ve 30 kadar da sindirilmemiş kaba
maddeler vardır.Ayrıca sindirim sıvılarında safra pigmenti gibi kuru içerik ve
dökülmüş epitelyum hücreleri de vardır.Bilirübinden gelen sterkobilin ve
ürobilin dışkının kahverengi olmasına yol açar.Kokusu ise,bakteri etkinliği ile
oluşan ürünlere bağlıdır.Kişiden kişiye kolondaki bakteri florası ve yenilen
besinlerin tipine göre bağlı olarak değişiklik gösterir.
Yediğimiz gıdalar bu yollardan geçerek dışkıya
dönüşmektedir.O nedenle ne yediğimize dikkat edelim,bağırsaklarımızı ve
metabolizmamızı yormayalım.
Sağlıklı ve sağlıkla kalın :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder