24 Ocak 2016 Pazar

DİZ KİREÇLENMESİNDE TEDAVİDE YAPILAN YANLIŞLARA DİKKAT !!!

Merhaba sevgili okurlar,

Gonartroz, diz ekleminde meydana gelen kıkırdak kaybıdır. Halk arasında daha çok kireçlenme olarak adlandırılır. Ancak halk arasında bilindiği gibi bir birikme değil, aksine kıkırdak kaybı söz konusudur.
Artroz, eklem anlamında’’ artro’’ ve hastalık anlamında ‘’oz ‘’kelimelerinin birleşmesinden oluşmuş Türkçe karşılığı eklem hastalığıdır. Gonartroz, dizde meydana gelen eklem hastalığıdır. Bu hastalık kalça ekleminde meydana gelirse koksartroz, omurga eklemlerinde ise spondilartroz olarak isimlendirilir.
Diz vücudun en fazla ağırlık taşıyan ve dolayısıyla kireçlenmeden en fazla etkilenen eklemlerinden biridir. Diz ekleminde üç adet kemiğin eklem yüzeyi vardır. Femur (baldır kemiği), tibia (kaval kemiği) ve patella (diz kapağı kemiği). Tibia femurla, femur patella ile eklem yapar. Tibia ve femur arasında iç ve dış eklemler vardır. Kireçlenme daha çok iç femorotibial eklemlerden başlar ve diğer eklemleri etkiler. Ancak genellikle dizdeki üç eklem birlikte etkilenir.
NEDENLERİ

 Diz kireçlenmesinin başlıca nedenlerini sıralayacak olursak, ileri yaş, önceki eklem içi kırıkları gibi diz yaralanmaları, tekrarlayan diz travmaları, geçirilmiş ön çapraz bağ yırtıkları, menisküs yırtıkları, kıkırdak yaralnmaları dizin mekaniğini bozup aşınmayı arttıran yönde etki ediyorsa, osteokondritis dissekans ve diğer diz kıkırdak sorunları, eklem içi serbest kıkırdak parçaları, Romatoid artrit, gut hastalığı gibi emflamatuvar hastalıklar, geçirilmiş diz septik artritleri ve enfeksiyonlar,aşırı kilolu olmak diz ekleminde kireçlenmeye, osteoartrite neden olmaktadır.


BULGULAR
Ağrı: Eklem kıkırdağı kaybı ile eklem yapısının bozulmaya başlaması, stabilitesini kaybetmesi, osteofit oluşumu, sinir sonlanmaları açısından zengin tendon, bağ ve kapsül gibi yapıların kronik zorlanmasına neden olur. Sonuçta fonksiyonla ağrı ortaya çıkar (Tandoğan ve ark., 2003). Genellikle eklem aktivitesinden hemen sonra ortaya çıkar. Tipik olarak hareketle artan, dinlenmekle azalan bir ağrıdır (Sarıdoğan, 2003). Hastalığın ileri evrelerinde ağrı istirahatle geçmez ve olguların % 30’unda gece ağrısı da tanımlanmaya başlanır. Ağrıya eklem duyarlılığı da eşlik eder. Bazı hastalar gece uyurken dizlerinin temasından, özellikle yan yatarken üst üste değmesinden çok rahatsız olduklarını ifade ederler. Ağrı diz çevresinde lokalize kalabileceği gibi uyluk-kalça, bacak-ayak bileğine doğru da yayılabilir (Tandoğan ve ark., 2003).
Hareket Kısıtlılığı: Hareket kısıtlılığında birçok faktör rol oynar. Bunlar arasında, ağrı, osteofit oluşumu, kontraktürler, kas atrofisi ve koruyucu kas spazmı en belirgin nedenlerdir.Diz ekleminde ekstansiyon kaybı en erken bulgulardan biridir. Ağrı, quadriseps atrofisi ve hamstring spazmı nedeniyledir. Erken fark edilmesi durumunda ciddi bir rehabilitasyonla özellikle patello-femoral eklem kökenli ağrının giderilmesi sağlanır. Bu semptomatik iyilik hastada önemli bir iyimserlik oluşturur. Ancak ileri evrelerde aktif-pasif ekstansiyon eksikliği osteofit oluşumu nedeniyledir. Eklemin hareket genişliği dikkatle değerlendirilmelidir. Özellikle gonartroz nedeniyle yapılan total diz artroplastisi sonrası elde edilecek eklem hareketi genişliği ile ameliyat öncesi eklem hareket genişliği arasında yakın bağıntı vardır (Davis ve ark., 1998).


Krepitasyon: Eklem kenarında osteofitler palpe edilebilir ve genelde ağrılıdır. Diğer yandan osteoartritli eklemin hareketi sırasında sıklıkla kaba krepitasyon duyulur. Bu seslerin nedeni eklem yüzeyindeki kabalaşmanın ve kenarlardaki kemiksi çıkıntıların eklem yüzleri arasındaki yumuşak hareketi bozması ile ilişkilidir (Sarıdoğan, 2003).

İnstabilite ve Atrofi: Patello-femoral eklemde kuadriseps atrofisi, tibio-femoral eklemde de gelişen varum-valgum deformiteleri sonucu, zaman içinde ön çapraz bağda önce uzama ve yetersizlik gelişir. Artrozun ileri evresinde çoğu zaman ön çapraz bağ kaybolmuştur. Zaman zaman hasta bunu emniyetsizlik hissi ve boşalma olarak algılar. Zorlama testleri ile de instabilite ortaya konabilir. Kas atrofisi, belirgin ve birincil olarak quadricepste gelişir. Ancak buna ikincil olarak bacak (gastrosoleus) kaslarının atrofisi de eşlik eder (Tandoğan ve ark., 2003).
TEDAVİDE YAPILAN YANLIŞLAR
* Hastalığın her evresinde aynı tedavinin uygulanması,
* Tüm tedavilerin NSAİ'den oluşturulması,
* Yürümeyi tek egzersiz tedavisi şeklinde görme,
* Ergonomik düzenlemeleri göz ardı etme.
FİZİK TEDAVİ
Diz osteoartrozu tedavisinde egzersiz ve fizik tedavi uygulamalarının önemli bir yeri vardır. Bunun  başlıca nedenleri, diğer tedavi seçeneklerinin büyük ölçüde semptomatik yaklaşım içermesi, cerrahi yöntemlerin ise geç dönem olgularda endike olmasıdır. Bununla birlikte hastanın fonksiyonel sorunları ve ağrı ön plandadır. Bu alanlarda hasta eğitimini de kapsayan fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri yan etkisi oldukça az olan etkin tedavi olanakları sunmaktadır.
            Genellikle diz osteoartritli hastaların hekime başvurduğu dönem, ağrı ve enflamasyonun arttığı 'aktive gonartroz' olarak da tanımlanabilen akut sinovitin olduğu dönemdir. Bu tür bir klinik tabloda ilk hedef enflamasyonun ve ağrının azaltılması olduğuna göre; eklem üzerine binen yükün en aza indirilmesiyle sağlanan “dinlenme” ilk önlemdir. Hastaya ağrı sınırına varmayacak kadar hareketin serbest olduğu, vücut yükünün diz üzerinde arttığı zorlanmalardan kaçınılması gerektiği bilgisi net olarak verilmelidir (Merdiven inip çıkma, yerde oturma, yere çömelmeyi gerektiren aktivilerden kaçınması gibi). Bu dönemde analjezik ve antienflamatuvar etkisi net olarak kanıtlanmış olan soğuk uygulamalarına (kriyoterapi) başlanabilir Yine bu dönemde analjezi amacı ile alçak frekanslı akımlardan yararlanılabilir. Yoğun egzersiz programlarından kaçınılan bu dönemde izometrik egzersizler verilmelidir. Çünkü dizde kısa bir süre içerisinde immobiliteye bağlı olarak gelişen kuadriseps kasındaki atrofi, eklem dejenerasyonunu hızlandırmaktadır.
Enflamasyon aktivitesinin ve ağrının azalması ile pasif yöntemlerden aktif uygulamalara geçilerek, hastanın ağrı sınırını geçmeyecek ölçüde yürüyüş vb. aktivitelere izin verilebilir. Soğuk uygulamaların sürdürülebileceği bu dönemde, geleneksel olarak sıcak uygulamalara da başvurulabilir. Bu kapsamda; güneş banyosu, kaplıca suyu gibi uygulamalardan, yüzeyel ısıtıcı kızıl ötesi ışınlarına, daha derin dokulara etkili ultrason, mikrodalga ve kısa dalga diatermiye kadar yöntemler kullanılabilir. Bu dönemde de analjezik amaçlı fizik tedavi akımlarından da yararlanılabilir. Diz osteoartrozunun her döneminde tedavinin merkezini egzersiz tedavisinin oluşturmaktadır. Aktif ve pasif olarak uygulanabilen egzersiz programları ile kasların güçlendirilmesi, koordinasyon yetisinin yeniden geliştirilmesi, azalmış ya da kaybolmuş eklem hareketinin arttırılması, yürüyüş paterninin düzeltilerek hastanın işlevsel bağımsızlılığını artırmak amaçlanır. Diz eklemine yük bindirmeyen, dolayısı ile travma oluşturmayan yüzme ve havuz egzersizleri gibi, aerobik egzersizler kondisyonu artırmada ve kilo vermede yardımcıdır.
            Ortezler ve yardımcı cihazlar: Ekleme binen yükü azaltmak amacı ile karşı ele baston verilebilir. Ayakkabı ve tabanlık düzenlemeleri, şok absorban ayakkabı kullanımları ve dizlikler gerekli kalitenin sağlanması koşulu ile etkili sonuçlar verebilir.
Sağlıklı ve sağlıkla kalın








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder