Merhaba sevgili okurlar,
Gonartroz, diz ekleminde meydana gelen kıkırdak
kaybıdır. Halk arasında daha çok kireçlenme olarak adlandırılır. Ancak halk
arasında bilindiği gibi bir birikme değil, aksine kıkırdak kaybı söz konusudur.
Artroz, eklem
anlamında’’ artro’’ ve hastalık anlamında ‘’oz ‘’kelimelerinin birleşmesinden
oluşmuş Türkçe karşılığı eklem hastalığıdır. Gonartroz, dizde
meydana gelen eklem hastalığıdır. Bu hastalık kalça ekleminde meydana gelirse
koksartroz, omurga eklemlerinde ise spondilartroz olarak isimlendirilir.
Diz vücudun en
fazla ağırlık taşıyan ve dolayısıyla kireçlenmeden en fazla etkilenen
eklemlerinden biridir. Diz ekleminde üç adet kemiğin eklem yüzeyi vardır. Femur
(baldır kemiği), tibia (kaval kemiği) ve patella (diz kapağı kemiği). Tibia
femurla, femur patella ile eklem yapar. Tibia ve femur arasında iç ve dış
eklemler vardır. Kireçlenme daha çok iç femorotibial eklemlerden başlar ve
diğer eklemleri etkiler. Ancak genellikle dizdeki üç eklem birlikte etkilenir.
NEDENLERİ
Diz kireçlenmesinin başlıca nedenlerini sıralayacak olursak,
ileri yaş, önceki eklem içi kırıkları gibi diz yaralanmaları, tekrarlayan diz
travmaları, geçirilmiş ön çapraz bağ yırtıkları, menisküs yırtıkları,
kıkırdak yaralnmaları dizin mekaniğini bozup aşınmayı arttıran yönde etki
ediyorsa, osteokondritis dissekans ve diğer diz kıkırdak sorunları, eklem içi
serbest kıkırdak parçaları, Romatoid artrit, gut hastalığı gibi emflamatuvar
hastalıklar, geçirilmiş diz septik artritleri ve enfeksiyonlar,aşırı kilolu
olmak diz ekleminde kireçlenmeye, osteoartrite neden olmaktadır.
|
|
BULGULAR
Ağrı: Eklem kıkırdağı kaybı ile eklem yapısının bozulmaya
başlaması, stabilitesini kaybetmesi, osteofit oluşumu, sinir sonlanmaları
açısından zengin tendon, bağ ve kapsül gibi yapıların kronik zorlanmasına neden
olur. Sonuçta fonksiyonla ağrı ortaya çıkar (Tandoğan ve ark., 2003).
Genellikle eklem aktivitesinden hemen sonra ortaya çıkar. Tipik olarak
hareketle artan, dinlenmekle azalan bir ağrıdır (Sarıdoğan, 2003). Hastalığın
ileri evrelerinde ağrı istirahatle geçmez ve olguların % 30’unda gece ağrısı da
tanımlanmaya başlanır. Ağrıya eklem duyarlılığı da eşlik eder. Bazı hastalar
gece uyurken dizlerinin temasından, özellikle yan yatarken üst üste değmesinden
çok rahatsız olduklarını ifade ederler. Ağrı diz çevresinde lokalize
kalabileceği gibi uyluk-kalça, bacak-ayak bileğine doğru da yayılabilir
(Tandoğan ve ark., 2003).
Hareket Kısıtlılığı: Hareket kısıtlılığında birçok faktör rol oynar. Bunlar
arasında, ağrı, osteofit oluşumu, kontraktürler, kas atrofisi ve koruyucu kas
spazmı en belirgin nedenlerdir.Diz ekleminde ekstansiyon kaybı en erken
bulgulardan biridir. Ağrı, quadriseps atrofisi ve hamstring spazmı
nedeniyledir. Erken fark edilmesi durumunda ciddi bir rehabilitasyonla
özellikle patello-femoral eklem kökenli ağrının giderilmesi sağlanır. Bu
semptomatik iyilik hastada önemli bir iyimserlik oluşturur. Ancak ileri
evrelerde aktif-pasif ekstansiyon eksikliği osteofit oluşumu nedeniyledir.
Eklemin hareket genişliği dikkatle değerlendirilmelidir. Özellikle gonartroz nedeniyle
yapılan total diz artroplastisi sonrası elde edilecek eklem hareketi genişliği
ile ameliyat öncesi eklem hareket genişliği arasında yakın bağıntı vardır
(Davis ve ark., 1998).
Krepitasyon: Eklem kenarında osteofitler palpe edilebilir ve
genelde ağrılıdır. Diğer yandan osteoartritli eklemin hareketi sırasında
sıklıkla kaba krepitasyon duyulur. Bu seslerin nedeni eklem yüzeyindeki
kabalaşmanın ve kenarlardaki kemiksi çıkıntıların eklem yüzleri arasındaki
yumuşak hareketi bozması ile ilişkilidir (Sarıdoğan, 2003).
İnstabilite ve Atrofi: Patello-femoral eklemde kuadriseps atrofisi,
tibio-femoral eklemde de gelişen varum-valgum deformiteleri sonucu, zaman
içinde ön çapraz bağda önce uzama ve yetersizlik gelişir. Artrozun ileri
evresinde çoğu zaman ön çapraz bağ kaybolmuştur. Zaman zaman hasta bunu
emniyetsizlik hissi ve boşalma olarak algılar. Zorlama testleri ile de
instabilite ortaya konabilir. Kas atrofisi, belirgin ve birincil olarak
quadricepste gelişir. Ancak buna ikincil olarak bacak (gastrosoleus) kaslarının
atrofisi de eşlik eder (Tandoğan ve ark., 2003).
TEDAVİDE
YAPILAN YANLIŞLAR
*
Hastalığın her evresinde aynı tedavinin uygulanması,
* Tüm
tedavilerin NSAİ'den oluşturulması,
*
Yürümeyi tek egzersiz tedavisi şeklinde görme,
*
Ergonomik düzenlemeleri göz ardı etme.
FİZİK TEDAVİ
Diz
osteoartrozu tedavisinde egzersiz ve fizik tedavi uygulamalarının önemli bir
yeri vardır. Bunun başlıca nedenleri, diğer tedavi seçeneklerinin
büyük ölçüde semptomatik yaklaşım içermesi, cerrahi yöntemlerin ise geç dönem
olgularda endike olmasıdır. Bununla birlikte hastanın fonksiyonel sorunları ve
ağrı ön plandadır. Bu alanlarda hasta eğitimini de kapsayan fizik tedavi ve
rehabilitasyon hizmetleri yan etkisi oldukça az olan etkin tedavi olanakları
sunmaktadır.
Genellikle
diz osteoartritli hastaların hekime başvurduğu dönem, ağrı ve enflamasyonun
arttığı 'aktive gonartroz' olarak da tanımlanabilen akut sinovitin olduğu
dönemdir. Bu tür bir klinik tabloda ilk hedef enflamasyonun ve ağrının
azaltılması olduğuna göre; eklem üzerine binen yükün en aza indirilmesiyle
sağlanan “dinlenme” ilk önlemdir. Hastaya ağrı sınırına varmayacak kadar
hareketin serbest olduğu, vücut yükünün diz üzerinde arttığı zorlanmalardan
kaçınılması gerektiği bilgisi net olarak verilmelidir (Merdiven inip çıkma,
yerde oturma, yere çömelmeyi gerektiren aktivilerden kaçınması gibi). Bu
dönemde analjezik ve antienflamatuvar etkisi net olarak kanıtlanmış olan soğuk
uygulamalarına (kriyoterapi) başlanabilir Yine bu dönemde analjezi amacı ile
alçak frekanslı akımlardan yararlanılabilir. Yoğun egzersiz programlarından
kaçınılan bu dönemde izometrik egzersizler verilmelidir. Çünkü dizde kısa bir
süre içerisinde immobiliteye bağlı olarak gelişen kuadriseps kasındaki atrofi,
eklem dejenerasyonunu hızlandırmaktadır.
Enflamasyon
aktivitesinin ve ağrının azalması ile pasif yöntemlerden aktif uygulamalara
geçilerek, hastanın ağrı sınırını geçmeyecek ölçüde yürüyüş vb. aktivitelere
izin verilebilir. Soğuk uygulamaların sürdürülebileceği bu dönemde, geleneksel
olarak sıcak uygulamalara da başvurulabilir. Bu kapsamda; güneş banyosu,
kaplıca suyu gibi uygulamalardan, yüzeyel ısıtıcı kızıl ötesi ışınlarına, daha
derin dokulara etkili ultrason, mikrodalga ve kısa dalga diatermiye kadar
yöntemler kullanılabilir. Bu dönemde de analjezik amaçlı fizik tedavi
akımlarından da yararlanılabilir. Diz osteoartrozunun her döneminde tedavinin
merkezini egzersiz tedavisinin oluşturmaktadır. Aktif ve pasif olarak
uygulanabilen egzersiz programları ile kasların güçlendirilmesi, koordinasyon
yetisinin yeniden geliştirilmesi, azalmış ya da kaybolmuş eklem hareketinin
arttırılması, yürüyüş paterninin düzeltilerek hastanın işlevsel
bağımsızlılığını artırmak amaçlanır. Diz eklemine yük bindirmeyen, dolayısı ile
travma oluşturmayan yüzme ve havuz egzersizleri gibi, aerobik egzersizler
kondisyonu artırmada ve kilo vermede yardımcıdır.
Ortezler ve yardımcı cihazlar: Ekleme
binen yükü azaltmak amacı ile karşı ele baston verilebilir. Ayakkabı ve
tabanlık düzenlemeleri, şok absorban ayakkabı kullanımları ve dizlikler gerekli
kalitenin sağlanması koşulu ile etkili sonuçlar verebilir.
Sağlıklı
ve sağlıkla kalın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder