24 Ocak 2016 Pazar

FİZYOTERAPİST GÖZÜYLE ANKİLOZAN SPONDİLİT

Merhaba sevgili okurlar,


Ankilozan Spondilit vakası, artrit türlerinden biri olan ve öz bağışık hastalığıdır.” Bechterew hastalığı’’ olarak da nitelendirilmektedir. Kalça kemiğinin ve omurganın iltihaplanması ile oluşan bu vaka, hareket özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Ayaklarda ya da dizlerde de iltihaplanmaya yol açmaktadır. Kadınlara oranla erkeklerde görülme olasılığı yüksektir. Hastalık 20 yaşından sonra kendini göstermeye başlar. Yaşlılık dönemlerin de oluşma olasılığı düşüktür. Genç yaşta oluşsa da reaksiyonları göstermez. Kronik ve ağrılı bir vaka türü olmaktadır. Sanatçılar arasında da bu hastalığa yakalanan kişiler çoğunluktadır. Suna Pekuysal, Ahmet Mete Işıkara gibi birçok sanatçı, bu vakayı yaşayan kişiler arasındadır. Çocuklarda da görülebilmektedir.
AS’de ilk tutulan bölge sıklıkla leğen kemikleridir. Buna farklı zamanlarda bel, göğüs kafesi ve boyun bölgeleri tutuluşları eklenir. Bu bölgelerde, kiriş ve bağların kemiğe yapıştıkları yerde ortaya çıkan yangı temel bozukluktur. Bu yapışma yerlerinde aşınmalar meydana gelir. Yangı yatışırken, iyileşme sürecinde yeni kemik oluşumları ortaya çıkar. Kiriş ya da bağlardaki elastik dokuların yerine kemik dokusunun geçmesiyle, harekette azalma olur. Yangısal olayın tekrarlamaları sonucunda kemik oluşumları artar ve omurga kemikleri kaynaşarak bütün bir hal alırlar ve bu da hareketlerin kısıtlanmasıyla sonuçlanır. Hastalığın başlangıç dönemlerindeki hareket kısıtlılığının nedeni, ağrı ve kas kasılmalarıdır ve bu dönemde ilaç kullanımı ile düzelir. Ancak, ileri dönemdeki kemiklerdeki birleşmeden sonra ortaya çıkan hareket kısıtlılığı geriye dönmez. Bunun engellenebilmesi ya da yavaşlatılabilmesi için, egzersizlerin düzenli olarak yapılması şarttır.
BELİRTİLERİ
AS’in en yaygın belirtisi bel ve kalça ağrısıdır. Hastalığın etkilediği bölgelerdeki iltihabi durum ağrıya ve eklem katılığına yol açar. Ağrı istirahat sonrasında daha belirgindir. Örneğin hasta sabah uyandığında belinde ve kalçasında şiddetli ağrı vardır ve bu ağrı hareketle azalır. Bu ağrının süresi hastalığın şiddetine göre değişkenlik gösterir. Hasta bazen gecenin ikinci yarısından sonra şiddetli ağrı ile uyanabilir. Omurların devam eden iltihabi durumu uzadıkça omurlar birbirine kaynamaya başlar ve omurganın hareketleri önce azalır, sonra tamamen kaybolur. 

·         Omurga ağrısı: AS’in genellikle en erken ve en yaygın belirtisidir. En çok bel ve/veya kalça ağrısı şeklindedir. Genel özellikleri şunlardır;
         -Genç-erişkin dönemde daha yaygın görülür (20-30 yaş).
         -Genellikle sinsi bir başlangıç gösterir. Ağrı önce hafif hafif kendini hissettirir, zaman içerisinde (haftalar-aylar) giderek daha şiddetli bir hal alır.
         -Ağrının 3 aydan daha fazla devam etmesi önemlidir.
         -İstirahat sonrasında ağrı artar. Örneğin, sabah uyandıktan sonra veya sinemada bir film seyrettikten sonra ağrı belirginleşir.
         -Sabah tutukluğu genellikle 30 dakikadan fazla sürer.
         -Ağrı hareketle azalır.
         -Gecenin (uykunun) ikinci yarısından sonra ortaya çıkan ağrı nedeniyle hasta uyanabilir.
         -Sağ ve sol tarafta yer değiştiren kalça ağrısına neden olabilir.
·         Omurga hareketlerinin kısıtlanması: Omurga hareketlerinde azalma gelişebilir (öne, arkaya ve yanlara eğilmede, ilerleyen dönemlerde boyun hareketlerinde kısıtlanma). Örneğin, bel hareketlerinin kısıtlanması nedeniyle ayakkabı-çorap giyinmek çok zor bir hal alabilir.
·         Kalça ağrısı: Kalça ağrısı AS’de yaygındır. Ağrı kalça ekleminde, kalça veya baldırlarda ya da yürürken zorlanma şeklinde ortaya çıkabilir.
·         Omuz ağrısı: Tendon veya eklemdeki iltihabi durum omuz ağrısına neden olabilir. Etkilenen omuzun hareketleri kısıtlanabilir.
·         Diğer eklemler:  Tek bir eklem veya birkaç eklem etkilenebilir. Kalça, diz, ayak bileği eklemleri omurga dışında en çok etkilenen eklemlerdir. Eklemlerde ağrı, şişlik, ısı artışı, istirahat sonrası belirgin tutukluk gelişebilir.
·         Tendonların kemiklere yapışma yerinde iltihap: Tendon veya bağların kemiklere yapışma yerlerinde iltihaplanma olabilir. Omurlara ek olarak el bileği, topuk ve kaburga gibi tendon ve bağların yaygın olduğu bölgelerde iltihaplanmalar gelişebilir. Kaburgalar etkilendiğinde özellikle derin nefes alma, öksürük ve hapşırma sırasında göğüs ağrısı olabilir.
·         Yapısal belirtiler: Hastalığın özellikle aktif seyrettiği dönemlerde hastalarda halsizlik, yorgunluk, kendini iyi hissetmeme gibi yakınmalar olabilir. Geceleri bel veya eklem ağrılarından dolayı uyku bozukluğu da halsizlik yakınmasına katkıda bulunabilir. Bazı hastalarda hafif bir ateş ve kilo kaybı gelişebilir.

TEDAVİDE AMAÇLAR

1-      Hastanın ağrı, tutukluk ve yapısal belirtilerini azaltmak
2-      Hastanın fonksiyonel kapasitesini iyileştirmek
3-      Omurga etkilenmesi ile oluşabilecek istenmeyen sonuçları önlemek
4-      Omurga ve eklem dışı gelişebilecek belirtileri en aza indirmektir.

·         Fizik tedavi ve egzersiz: Hastanın vücut postürünü, omurganın hareketliliğini ve akciğer kapasitesini korumak konusunda gereklidir. Egzersiz her AS’li hasta için tedavi programının önemli bir parçası olmalıdır. Konu ile ilgili gerekli eğitimi almış uzman bir fizyoterapist tarafından hazırlanan  tedavi, spor ve egzersiz programı düzenli olarak uygulanmalıdır.

·         İlaç tedavileri: AS’te ilaç tedavisi iltihabi durumu azaltmak, hastanın yaşam kalitesini artırmak ve hastalığın ilerlemesini önlemek amacı ile uygulanır.

ÖNLEMLER
Mümkün olduğunca yastığınızı alçak tutun, yatak ve yastığınız omurganızın şeklini alabilen (visko-elastik) özellikte olmasına dikkat edin.
Mutlaka, ama mutlaka sigara içiyorsanız bırakın. Hastalığa bağlı, her nefes alıp vermede göğüs kafesinin yeterince esneyememesi nedeniyle, akciğerlere yeterli hava giriş çıkışı olmayacaktır. Sigaranın da katkısıyla, amfizem başta olmak üzere daha ciddi akciğer problemleri sizi beklemektedir. Sigaranın, zaten tartışmasız tıkayıcı akciğer hastalığına ve kansere neden olduğu, artık herkes tarafından bilinmektedir. Omega 3 (haftada 3 kez balık tüketmiyorsanız, günlük ihtiyacınız 500mg/gün) ve vitamin D desteği (kan düzeyine bakarak) alın. Yeterince kalsiyum almak için süt ürünlerinden zengin beslenin. Destekleyici tedavi hakkında doktorunuzdan bilgi alın.

Sağlıklı ve sağlıkla kalın…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder