Merhaba sevgili okurlar,
Dolaşım şoku tüm vücuttaki genel kan akımı yetersizliği anlamına gelir.Bu yetersizlik kan akımın aşırı şekilde azalması sebebiyle,özellikle oksijen ve diğer maddelerin doku hücrelerine taşınmasının azalması sonucu,vücut dokularında hasar oluşturacak seviyededir.
Şok genellikle kalp debisi yetersizliğinden kaynaklanır.Bu sebeple kalp debisini azaltan herhangi bir faktör olasılıkla dolaşım şokuna sebep olacaktır.Kalp debisi iki nedenden azalabilir :
1- Kalbin kanı pompalama yeteneğini azaltan kalp anormallikleri gibi durumlar kalp debisini azaltır.Myokard infarktüsü,kalbin toksik durumları,ciddi kalp kapağı fonksiyon bozuklukları bunlar arasındadır.
2- Venöz dönüşü azaltan faktörler de kalbe pompalaması için yeterli kan gelmediğinden kalp debisini azaltır.Azalan venöz dönüşün en sık rastlanan nedeni kan hacminin azalmasıdır ama damar tonusunun özellikle venöz kan depolarında tonusun azalması ya da dolaşımın bazı noktalarında özellikle kalbe venöz dönüş yolundaki kan akımının tıkanması sonucu da venöz dönüş azalabilir.
2- Venöz dönüşü azaltan faktörler de kalbe pompalaması için yeterli kan gelmediğinden kalp debisini azaltır.Azalan venöz dönüşün en sık rastlanan nedeni kan hacminin azalmasıdır ama damar tonusunun özellikle venöz kan depolarında tonusun azalması ya da dolaşımın bazı noktalarında özellikle kalbe venöz dönüş yolundaki kan akımının tıkanması sonucu da venöz dönüş azalabilir.
Nadiren,kalp debisi normal hatta normalden fazla olduğunda da kişi dolaşım şokundadır.Bu durum vücut metabolizmasının aşırı yükselmesi sonucu normal bir kalp debisinin bile yetersiz kalması ya da anormal doku perfüzyonu durumundan kaynaklanabilir.Öyle ki kalp debisinin çoğu,yerel dokuları besleyen damarları dışındaki damarlardan geçer.
Birçok hekimin düşüncesine göre, arteryel basınç düzeyi dolaşım fonksiyonunun yeterliliğinin öncelikli ölçüsüdür.Ama arter basıncı çok kere ciddi yanılgılara sebep olabilir.Zaman zaman kişide çok ciddi bir şok durumu olabilir ve yine de arteryel kan basıncı normaldir.Çünkü güçlü sinirsel refleksler basıncın düşmesini önlerler.Bazen de arteryel basınç normalin yarısına düşebilir ama kişi hala doku perfüzyonuna sahiptir ve şokta değildir.
Şokun birçok tipinde,kalp debisi ile beraber arteryel kan basıncı da azalır ancak kan basıncındaki düşme kalp debisindeki kadar olmaz.Dolaşım şoku kritik düzeyi geçince olayın nedenine bakmadan şok bizzat kendi kendini ağırlaştırır.Kısacası,yetersiz kan akımı bizzat kalp ve dolaşım sistemini de içermek üzere vücut dokularında hasarın başlamasına neden olur.Bu,kalp debisinin daha da azalmasına yol açar ve bir kısır döngü oluşur,ölüme kadar doku perfüzyonu daha da azalır,şok gittikçe ağırlaşır.
Dolaşım şokunun özellikleri şiddetin farklı dereceleri ile değişiklik gösterdiği için,şok üç ana devreye ayrılır :
1- İlerleyici olmayan evre : Bu evrede dışarıdan tedavi yardımı olmadan düzelme sağlanabilir.
2- İlerleyici evre : Bu evrede tedavi olmazsa şok ölüme kadar götürebilir.
3- Geri dönüşümsüz evre : Şok o kadar ilerlemiştir ki ; her türlü tedavi uygulansa da kişi ölür.
1- İlerleyici olmayan evre : Bu evrede dışarıdan tedavi yardımı olmadan düzelme sağlanabilir.
2- İlerleyici evre : Bu evrede tedavi olmazsa şok ölüme kadar götürebilir.
3- Geri dönüşümsüz evre : Şok o kadar ilerlemiştir ki ; her türlü tedavi uygulansa da kişi ölür.
Hipovolemi nedeniyle oluşan şoka hemorajik şok denir.En yaygın hipovolemik şok sebebi, kanamdır.Kanama dolaşımın doluşu basıncını düşürür ve buna bağlı olarak da venöz dönüş azalır.Sonuçta kalp debisi normalin altına iner ve kişi şoka girer.
Nadiren kan hacminde hiç kayıp olmaksızın şok gelişebilir.Bu durumda damar kapasitesi o kadar artar ki normal miktardaki kan bile dolaşım sistemini yeterince dolduramaz.Bunun temel nedenlerinde biri vazomotor tonusun tüm vücutta aniden kaybolmasıdır.Özellikle venlerin dilatasyonuyla sonuçlanan bu durumdaki tablo nörojenik şok olarak adlandırılır.
Nadiren kan hacminde hiç kayıp olmaksızın şok gelişebilir.Bu durumda damar kapasitesi o kadar artar ki normal miktardaki kan bile dolaşım sistemini yeterince dolduramaz.Bunun temel nedenlerinde biri vazomotor tonusun tüm vücutta aniden kaybolmasıdır.Özellikle venlerin dilatasyonuyla sonuçlanan bu durumdaki tablo nörojenik şok olarak adlandırılır.
Anafilaktik ya da histamin şoku ise ; kalp debisi ve kan basıncının aşırı derecede azaldığı alerjik durumda oluşur.Bu durum öncelikle kişinin duyarlı olduğu bir antijenin dolaşıma girmesinde hemen sonra oluşan antijen-antikor reaksiyonu sonucu gelişir.En büyük etkilerin biri kandaki bazofillerin ve perifer dokulardaki mast hücrelerinin histamin ve histamin benzeri maddeyi perikapiller dokulara serbestleşmiş olmasıdır.Ölümcüldür.
Eskiden kan zehirlenmesi olarak bilinen durum günümüzde septik şok olarak adlandırılmaktadır.Bu enfeksiyonun kan yoluyla bir dokudan diğerine taşınarak aşırı harabiyete neden olduğu çok sayıda vücut alanına geniş şekilde yayılan bakteriyel bir enfeksiyondur.Çünkü olaya sebep olabilen birçok bakteryel enfeksiyon tipi olduğu gibi vücudun bir yerindeki enfeksiyon diğer bölgelerdekine göre farklı etkiler oluşturmaktadır.
Şok tedavisinde birkaç yöntem mevcuttur.Bunlardan biri yerine koyma tedavisidir.Eğer kişi kanama nedeniyle şoktaysa yapılacak en iyi tedavi tam kan transfüzyonudur.Eğer şok plazma kaybına bağlıysa en iyi tedavi plazma verilmesidir.Şok nedeni dehidratasyon olduğunda uygun elektrolit solüsyonu verilmesi şoku düzeltebilir.
Bazı koşullarda kan her daim hazır bulunmayabilir.O zaman plazma kan hacmini artırıp normal hemodinami sağladığından tam kan yerine kullanılabilir.Bazen plazma bulunmayabilir.Bu tarz durumlar için plazmanın hemodinamik fonksiyonlarının hemen hemen tümüne sağlayan plazma yerini tutacak dekstran tarzı ürünler kullanılabilinir.
Bir başka tedavi yöntemi olarak sempatomimetrik ilaç kullanılabilir.Bu ilaçlar arasında epinefrin ve norepinefrine benzer etki gösteren uzun etkili çok sayıda ilaç vardır.Bu ilaçlar şokun iki tipinde etkilidir.Nörojenik ve anafilaktik şokta bu ilaçlar hayat kurtarıcıdır.Ancak hemorajik şokta yarar sağlamazlar.
Uygulanabilecek diğer tedavi yöntemlerinden biri baş aşağı pozisyonla tedavidir.Şok tiplerinin çoğunda başı ayaklardan 30 cm kadar aşağıda tutmak venöz dönüşün sağlanmasına ve bu yolla kalp debisinin artışına yardımcı olur.
Uygulanabilecek diğer tedavi yöntemlerinden biri baş aşağı pozisyonla tedavidir.Şok tiplerinin çoğunda başı ayaklardan 30 cm kadar aşağıda tutmak venöz dönüşün sağlanmasına ve bu yolla kalp debisinin artışına yardımcı olur.
Hastaya oksijen verilmesi de oksijen kullanımının azalması nedeniyle kullanılan bir yöntemdir.Ancak genellikle beklenildiği kadar yarar sağlamaz.Çünkü şok tiplerinin çoğunda sorun,akciğerlerde kanın yetersiz oksijenlenmesi değil,oksijenlenmiş kanın taşınmasının yetersiz oluşudur.
Sağlıklı ve sağlıkla kalın smile ifade simgesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder