1 Ekim 2015 Perşembe

YUMURTALIK KİSTİNDEN KORKMAYIN!!!

Merhaba sevgili okurlar ,

Kadınların pek çoğunun sıklıkla yaşadığı korkulardan biri de yumurtalıklarda kist olmasıdır. Hemen hemen her kadında hayatının bir döneminde yumurtalıklarında kist saptanabilir. Bu kistler genellikle bulgu vermezler ve tedavi dahi gerektirmezler. Genelde masum olmalarına rağmen halk arasında çok korkulacak bir hastalık olan over kistleri hep aynı türde değildir. Çok değişik türde hücre barındıran yumurtalık organı dokusu, embriyonik dönemden başlayarak bir çok hormonun etkisi altındadır. Bu değişiklik türden hücreler çeşitli faktörlerin etkisi ile büyüyebilir ve kistleşebilir. Kistlerin içerdikleri hücre türüne bağlı olarak hormon veya benzeri maddeler salgılayabilir.
Kist nedir?
Kabaca ifade etmek gerekirse kist etrafı kist duvarı adı verilen ve etrafındaki dokulardan farklı bir doku ile çevrili, sıvı içeren kitlelerdir. İnsan vücudunda hiç bir madde statik değildir. Bütün hücreler sürekli ölür ve yerlerine aynı türde yenileri yapılır. Yine bütün hücreler değişik miktar ve yapılarda sıvı salgılarlar. Hücreler arasında bulunan sıvıların bir kısmı kan dolaşımından gelirken bir kısmı da hücrelerin kendileri tarafından yapılır. Bu sıvılar sürekli absorbe(emilme) edilir ve yeniden yapılır. Bu absorbsiyon( emilim) ve üretim aşamalarındaki bir dengesizlik ya da başka bir nedenden dolayı sıvının aşırı birikmesine ödem denir. Eğer sıvılar farklı bir doku tarafından çevrelenir ve sıvı alışverişi engellenirse ortaya çıkan oluşumun adı kist olur. Vücutta bulunan hemen hemen bütün dokularda kist ortaya çıkabilir ancak yumurtalık dışındaki organların kistleri çok daha çabuk ve kolay belirti verebilir. Bunun nedeni diğer organlarda meydana gelen kistlerin bu organların fonksiyonlarını bozmalarıdır. Yumurtalık kistlerinin bir kısmı da bu şekilde fonksiyon bozukluğu yaratarak belirti verirken çok büyük bir bölümü de ne fonksiyonlarda bir kayba neden olur ne de uzunca bir süre belirti verir.
YUMURTALIK KİSTLERİNİN ÇEŞİTLERİ
Fonksiyonel (İşlevsel) Kistler:Bu kistler yukarıda anlatılan foliküllerin büyümesi veya sarı cismin gerilememesiyle oluşurlar. Doğurganlık çağındaki kadınlarda en sık görülen kistler bu gruptadır.
1. Folikül Kistleri: Adından da anlaşılabileceği gibi foliküllerin aşırı büyümesiyle oluşan kistlerdir. Genellikle 5 cm’den daha ufak çaptadırlar. Genel belirtileri bulunmaz ve bir kaç adet döngüsünden sonra kendiliğinden kaybolabilirler. Fark edilen kistler de verilen doğum kontrol hapları yardımıyla kaybolurlar.
2. Corpus Luteum Kistleri: Genellikle ağrılı olan bu tür, sarı cisimciğin aşırı büyümesi ve içine kanama olmasıyla ortaya çıkar. Sarı cisim ortadan kalkmadığı için progesteron salgılanmaya devam eder. Bu durumda adet kanaması gecikebilir. Folikül kistlerinden daha büyük olan bu kistler 8-10 sm’lik boyutlara ulaşabilir hatta takip sırasında büyümeye devam edebilir. Bu kistlerde kendiliğinden veya doğum kontrol hapları yardımıyla küçülüp kaybolabilir ancak bu durum folikül kistlerinden daha uzun sürmektedir.
Endometrioma: Halk arasında “çikolata kisti” olarak bilinen bu kistler rahim iç duvarının over dokusunda ortaya çıkmasıyla karakterize olan ve endometriyozis olarak bilinen içi koyu kahverengi, eskimiş kanla dolu olan kistik bir oluşumdur.
Polikistik Over Hastalığı: Çok sayıda ve çok küçük boyutlarda olan kistlerin yumurtalık içinde bulunması durumudur. Bu durumun sebebi herhangi bir nedenle uzamış yumurtlama süresine bağlıdır. Her ay çatlaması gereken foliküllerin gelişimlerinin bir aşamada durması ve yumurtalıklarda kist halinde kalmasıyla oluşurlar. Bu durum sürekli tekrar ettiğinde yumurtalıkta çatlayamamış birçok kistik yapı görülür.
Dermoid Kist: Yumurtlama işleviyle alakalı olmayan ve vücuttaki her dokudan bir parça içerebilecek olan teratom denilen kist türüdür.
Kistadenom: Yumurtalıkları dıştan saran tabakanın iyi seyirli tümöral oluşumudur.
YUMURTALIK KİSTLERİNİN SEBEPLERİ
Bilinen en önemli nedeni hormonal düzensizliktir. Hormonlara bağlı olarak foliküllerin çatlayamaması ya da büyümeye devam etmesinin yanında geçirilmiş over enfeksiyonları ve çok fazla radyasyona maruz kalmak da over kistine sebep olabilir.
BELİRTİLERİ
Belirtiler başlangıçta hafif düzeydedir. Belirtilerin çoğu aynı anda görülebileceği gibi birkaçı da görülebilir.
-Akne, ciltte yağlanma
-Kilo alımı ve fazla kiloları vermede sorun
-Vücutta ve yüzde fazladan oluşan tüylenmeler
-Saçlarda incelme ve hatta seyrelme
-Düzensiz adet döngüsü. Polikistik Over Sendromunda 1 yıldaki adet döngüsü genelde 9’ dan daha az gerçekleşir. Bazı kadınlarda adet döngüsü durur. Bazılarında ise çok ağır kanamalar meydana gelebilir.
-Doğurganlık sorunları. Polikistik Over Sendromu olan kadınlarda gebe kalmada güçlükler yaşanır.
-Depresyon. Polikistik Over Sendromu yaşayan kadınlarda depresyon sorunu da görülebilmektedir.
Ayrıca yumurtalıklarda çok küçük kistler gelişebilir. Bu kistler zararlı değildir. Fakat hormon dengesizliğine neden olabilir. Hastalık adını bu kistlerden alır. Fakat kistler bu hastalıkta temel sorun değildir.
TANISI
Over kistlerinin tanısı genelde rutin muayeneler veya başka bir sebepten dolayı yapılan jinekolojik muayene ve ultrasonografiyle konulur. Kistlerin iyi veya kötü olduklarının ayrımında ise genelde;
Hastanın yaşı ( ileri yaşlar, menopoz sonrası, puberte öncesi kötü),
Kitlenin büyüklüğü ve şekli (büyük ve düzensiz görünümdekiler kötü),
Basit kist/solid kist ayrımı (basit kist iyi),
Etrafa olan yapışıklığı (ne kadar yapışıksa o kadar kötü),
Hassas olup olmamasına bakılır.
TEDAVİ
Yumurtalık (over) kistlerinin bir çoğu ilaç tedavisi veya ameliyat yapılmadan kendiliğinden birkaç ay içerisinde kaybolur. Ancak bazı kistlerde ilaç tedavisi veya ameliyat tedavisi gerekebilir. Bu noktada kistin kendiliğinden kaybolmasını takip etmek için beklemek veya ilaç tedavisi vermek veya ameliyat kararı vermek bazı faktörlere göre belirlenir, bu faktörler kistin boyutu, kistin görüntüsü, kan tahlilinde belirlenen ca-125 ve diğer tümör markerları, hastanın hikayesi, hastanın yaşı gibi, hastanın şikayetleri gibi faktörlerdir.
Genel olarak yumurtalık kisti 7-8 cm'den küçükse, hasta genç veya orta yaşlardaysa (menopozdan önce), kistin görüntüsünde ve kan tahlilinde ca-125 benzeri belirteçlerde kanser şüphesi yaratacak bir bulgu yoksa bu kistler en azından bir kaç ay kendiliğinden kaybolma şansı verilerek takip edilirler. Bu durumlarda hastanın kullanmasında sakınca yoksa doğum kontrol hapları da tedavi de kullanılabilecek bir seçenektir ancak ilaçsız takip etmekle doğum kontrol hapı kullanmak arasında fark saptanmamıştır.
Çocuklarda ve menopozda bulunan hastalarda (50 yaşından sonra) saptanan yumurtalık kistleri hangi boyda olursa olsun, yukarıda sayılan diğer özelliklerine bakmadan genellikle ameliyat ile alınarak patolojik inceleme gerektirirler.
Yumurtalık kisti aşırı ağrıya sebep oluyorsa, patlama (yırtılma, rüptür), torsiyon (burkulma, dönme) gibi şüpheler varsa bu durumda kistin boyu ve özellikleri, hastanın yaşı ve diğer özellikleri ne olursa olsun genellikle ameliyat gerekir. Bazı rüptür durumlarında karın içerisine kanama az olur ve kendiliğinden durursa ameliyatsız takip yeterli olabilir.
Hangi kistler ameliyat gerektirir?
- 8-10 cm'den büyük kistler
- Menapoz döneminde ve çocuklarda (adet görmeye başlamadan önce) saptanan kistler
- Ultrasonografide dermoid kist, endometrioma veya kötü huylu (malign) kist görüntüsü varsa
- Ultrasonografide kist içerisinde papiller çıkıntılar varsa
- Hastada asit veya başka kanser şüphesi yaratabilecek bulgu varsa
- Solid adneksial kitleler
- Tümör markerlarında (CA-125 v.b) yükselme saptanan hastalar
- Kistin takip edilmesine rağmen küçülmemesi veya büyümesi
- Şiddetli ağrı, rüptür (yırtılma), torsiyon (burkulma), karın içerisine kanama olması
Sağlıkla ve sağlıklı kalın smile ifade simgesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder